21 Mart 2010 Pazar

Çalışan Kadının Giyim Rehberi

Çalışan bir kadınsanız, biraz erkek egemen bir ortamdasınız demektir. Bu durum asla kadınca giyinmenizi engellememeli, kadınlığınızı gölgelememeli...

İş hayatında giyinmenin altın kuralı, iş kolunuzun geleneklerine uygun ama kendinizi yansıtan bir tarz belirlemenizdir. İşinize ciddiyetle yaklaşımınızı ve becerinizi vurgulayacak zarif, temiz, uyumlu ve iyi dikilmiş kıyafetler seçin.

Etek- pantolon takımlar, gömlekle kombine edilmiş etek ve pantolonlar, düz kesim elbiseler ideal olanlardır.Hoşunuza gitmeyecek bir konuma düşmemek için çok kısa etekler, vücudunuza yapışan kıyafetler ve derin dekolteler kullanmayın.

Renk paletiÇok canlı renkler seçmeyin ama kendinizi gri tonları içine de hapsetmeyin. Evet, gri, iş hayatında çok alışıldık ve ağırlık veren bir renk ama aynı etkiyi bırakabilecek başka renkler de var. Yeşil, bordo, lacivert, siyah, kahverengi, bej, toprak tonları ve lal gibi renklerle gardırobunuzu çeşitlendirin.

Aksesuara dikkatHer detayı düşünün! Ayakkabılarınız topuklu veya topuksuz olabilir ama mutlaka temiz ve cilalı olmalı. Çantanız hem kıyafetinizle uyumlu hem de çalıştığınız iş koluna ve konumunuza uygun olmalı; örneğin boncuklu bir çanta ile bankacılık sektöründe çalışmanız pek uygun olmaz! Abartısız ve zarif takılar kullanın; ama annenizin inci kolyesi ile de kendinize olduğunuzdan daha yaşlı bir hava vermeye çalışmayın!

Makyaj önemliCanlı renklerden, koyu ve yoğun uygulamalardan mutlaka kaçının. Sade ve doğal bir makyaj yapın: Gözlere hafif gölgeler, 2 kat rimel, biraz allık ve ruj.Saçlara ne yapmalı?

Saç, genel görünümde son derece etkilidir. Asla yağlı, kirli ve boyası gelmiş bir saçla işe gitmeyin. Rahat etmek için saçınızı toplayın; böylece sürekli düzeltmek zorunda da kalmazsınız. Kibar, kıyafet renginizle uyumlu tokalar tercih edin: Payetli kelebek tokaları günlük hayatınıza bırakın!

Parfüm seçerken...

Asla ağır kokular kullanmayın. Hafif, çiçeksi aromalardan yapılmış parfümleri tercih edin. Parfümünüzle banyo yapmayın, az sıkın, gerekirse tazelersiniz...

6 Mart 2010 Cumartesi

Kadinlar... Kirmizidir...

Bir kadının korkunç intikamı...

Kariyerli, güçlü hoş bir kadın,
40’lı yaşlarının başında...
Beğendiği bir adamla bir süredir beraber...
Ancak bir ay kadar önce, adam kendisinden yaşça büyük eski sevgilisiyle
yeniden beraber olmaya başlıyor ve kadınla arasına mesafe koyuyor...
Aramalar taramalar boş, adam eski sevgilisindedir ve kadın için yapılacak
fazlaca bir şey yoktur...
***

Kadını o haliyle gördüğümde, sinirleri müthiş bozuktu...
İntikamı nasıl alacağını bilemediğinden, gerilmişti...
O sırada, yıllar önce ayrıldığı kocasının polisle başının dertte olduğunu öğrendi...
Eski kocası iki çocuğunun babasıydı ve kadının morali iyice bozuldu...
Sevgilisi tarafından terk edilmiş, eski kocasının başı belaya girmiş,
çocukları durumdan etkilenmiş, kendisi travma geçirmeye başlamıştı...
“Ağlama nöbetleri” geçiriyordu ve tam anlamıyla dibe vurmuştu...
***

Ama hayat ilginçti...
Çok enteresan bir tesadüf o anda meydana geldi...
Eski kocasının durumuyla uğraşırken, bir avukatla tanıştı...
Avukatla aralarında çok hızlı bir elektriklenme başladı...
İkinci konuşmalarında randevulaştılar. ..
İlk randevulaşmada, elektrikler arttı, kadının ağlamaları azaldı...
O randevudan sonra çok ilginç bir olay daha oldu...
Kadının kendisini terk eden sevgilisi onu aradı ve yeniden
görüşmek istediğini söyledi...
Kadın hiçbir şey olmamışçasına eski sevgiliyi evine davet etti...
Birlikte yemek yediler, romantik saatler geçirdiler...
Erkek geceyi terk etmiş olduğu kadının evinde geçirdi...
Sabah ayrıldılar...
Erkek mutluydu...
Sevgilisini yeniden bulmuştu...
Ertesi günü erkek işine giderken, kadın hiçbir şey olmamışçasına
yeni randevulaştığı adamı aradı...
***

Akşama onunla randevulaştı.. .
Artık onu arzuluyordu. ..
Onunla buluşmayı iple çektiği saatlerde, gece beraber olduğu
sevgilisi aradı...
Buluşmak istiyordu...
Gece güzel geçmiş, duygular yeniden doruğa çıkmıştı...
Yani erkek öyle zannediyordu. ..
O anda kadın intikamını yavaş yavaş almaya başladı...
“Çok isterdim ama” dedi, “Bugün bana gelemezsin.. .
Başka misafirlerim olacak... İşlerim çok yoğun... Hoşçakal...”
Erkek ne olduğunu şaşırmıştı...
Dün yeniden döndüğünü düşündüğü sevgili kayıplara karışmış,
başka aşklara yelken açmıştı...
Kadın artık oralı değildi, akşam yeni randevulaştığı adamla yemeğe çıktı...
O gece aralarında bir şey olmadı...
Ama yakın zamanda olacaktı...
***

Kadın eski sevgiliden, intikamı aheste aheste, acımasızca
hatta gaddarca alınacaktı...
Eski sevgiliye şimdi daha fazla çektirmeyi düşünüyor kadın...
Sonuç:
1) Bu olay sanat, sosyete ya da gece alemlerinin müdavimlerinin
hayatlarından alınma bir olay değildir...
İyi eğitim almış, kariyeri sağlam, hayatın içinden bir kadının öyküsüdür...

2) Bir kadın “kendisini kadın yerine koymayan adamdan”
intikamını gaddarca alır...
Eski koca da dahil erkek kahramanların bu olayın hiçbir
parçasından haberleri yoktur...

3) Bir kadının “ağlamaları, sızlamaları, dibe vuruşları”
sanılır ki kadınları batırır...
Oysa bu olay erkekleri fena aldatır...
Ağlama nöbetleri kadının zaaflarını göstermez...
Birazdan gelecek sağanak yağışın gök gürültüsüdür onlar...
Gerçekte kadın, en fazla dibe vurdu denilen anlarda ayaklanır...
“Bitti bu” dendiği anda karşısındaki “erkeği bitirdiği” andır...
***

Kadınlar renk renktir...
Siyah kadınlar, siyah beyaz Prada kadınları, lacivert gözlü
Chanel kadınları ve daha niceleri...
Ama hangi renk olursa olsun her kadının içinde “bir miktar
kırmızı barınır...”
Kırmızı ateştir...
Kırmızı yakıcıdır...
Kırmızı biraz misilleme, biraz kışkırtma, biraz cezp etmedir...
Ve aslında kırmızı dişidir, hiç masum değildir